SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3099 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ قَالَ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ الْحَكَمِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ عَلِيٍّ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَعْنَاهُ لَمْ يَذْكُرْ الْخَرِيفَ قَالَ أَبُو دَاوُد رَوَاهُ مَنْصُورٌ عَنْ الْحَكَمِ كَمَا رَوَاهُ شُعْبَةُ

 

Hz. Ali, Nebi (s.a.v.) (bir önceki hadisin bir de) manasını rivayet etmiştir. Fakat (bu rivayetinde bir önceki hadis'in metninde bulunan) harif (kelimesin)i zikretmemiştir.

 

(Ebû Dâvud der ki: Bu hadisi, Şu'be'nin rivayet ettiği şekilde Mansur da el-Hakem 'den (mevkuf olarak) rivayet etmiştir.

 

 

İzah:

Bilindiği bir hadisi mana olarak rivayet etmek demek, değişik fakat aynı manaya gelen lafızlarla rivayet etmek de­mektir.

 

Bir önceki hadis-i şerif, Hz. Ali, Nebi (s.a.v.)'den bir de onunla ay­nı manaya gelen fakat kelimeleri değişik olan cümlelerle rivayet etmiştir. İş­te bu rivayet şekli hadisin mana olarak rivayetine bir misaldir. Bu hadisin sözü geçen bu rivayetlerinin her ikisi de mevkuftur. Bir başka ifadeyle Hz.Nebie ulaşmayıp bir sahabi olan Hz; Ali'de kalmaktadır. Her ne ka­dar bu hadisi Hakim Hz. Nebie kadar ulaşan merfu bir senetle riva­yet etmişse de, onun rivayetinde sadece "Müslüman bir hastayı ziyaret eden bir müslümanla birlikte yetmişbin meleğin daha bulunduğu" ifade edilmek­te, o ziyaretçinin cennet meyveleri arasında gezindiğinden bahsedilmemektedir.

 

Bu hadis4 şerifi Beyhaki ile İmam Ahmed şu manaya gelen lafızlarla rivayet etmişlerdir: "Bir kimse hasta olan bir müslüman kardeşini ziyaret ederse, oturuncaya kadar cennet bahçelerinin meyveleri arasında gezinmiş olur. Oturunca kendisini Allah'ın rahmeti sarar. Eğer sabah ziyaret etmişse akşama kadar yetmiş bin melek onun için Allah'dan af dilerler. Eğer akşam ziyaret etmişse, yetmiş bin melek sabaha kadar onun adına Allah'dan af di­lerler."[Ahmed b. Hanbel, 1,81, 91, 138.]

 

Bu hadisi, İbn Mace de zayıf bir senetle şu manaya gelen cümlelerle ri­vayet etmiştir: "Hasta ziyaretçisi olarak müslüman kardeşinin yanına varan bir kimse, hastanın yanında oturuncaya kadar cennet meyvelerini kopara ko­para cennet bahçeleri içinde yürümüş olur.”[İbn Mace, cenaiz]

 

Hurfe: Aslında "dalından koparılmış meyve" demektir. Bu kelimenin "yol" manasına geldiğini söyleyenler de vardır. Eğer bu kelimenin burada, dalından koparılmış meyve anlamında kullanıldığı kabul edilirse, hadis-i şe­rifte "Hasta ziyaretine giden bir kimsenin kazanmış olduğu sevabın dalla­rından koparılıp bir yere yığılan meyvelere benzetildiği" anlaşılır. Fakat "yol" manasında kullanıldığı kabul edilirse, o zaman "Hasta ziyaret eden bir müslümamn hastanın yanına varıncaya kadarki yürüyüşünün cennet yolunda ya­pılmış bir gezintiye benzetildiği" anlaşılır. Hakim de bu hadis-i şerifi, Müs­lim ve Buhârî'nin şartlarına uygun olarak ve şu manaya gelen lafızlarla riva­yet etmiştir. "Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Kim bir hastayı geceleyin ziya­ret ederse, beraberinde kendisi için Allah'dan af dileyen yetmiş bin melek daha çıkar. Sabaha kadar onun adına Allah'dan af dilerler ve kendisi için cennette toplanmış meyveler vardır. Kim de bir hastayı sabahleyin ziyaret edecek olursa beraberinde kendisi için akşama kadar Allah'dan af dileyecek yetmiş bin melek bulunur. Ve onun için cennette derilmiş meyveler vardır."